3 Kasım 2009 Salı

Uyuşturucu Etkileri Eroin

1897 yılında kimyager Felix Hoffman tarafından bulunan eroin, baz morfinin çeşitli kimyasal işlem ve süreçlerden geçmesi sonucu elde edilir. Beyazdan açık kahverengiye kadar değişik renklerde bulunabilen, kokusuz, acı, kristal, toz bir maddedir. Kapsül veya tablet haline de getirilebilir. Esmer olanlar ‘Meksika eroini’ pembe olanlar ‘Çin Eroini’ olarak piyasada bulunabilmektedir. Renklerine göre 1 numaradan 4 numaraya kadar sıralanmaktadır.
Eroinin elde edilmesinden kullanılan en önemli kimyasal madde ‘Asetik Anhidrit’tir. 1 kg. eroin elde edebilmek için en basit formül, 2 kg. asetik anhidrit +1 kg. baz morfindir. Eroin elde edilmesinde asetik anhidritle beraber, sodyum karbonat, hidroklorik asit, alkol, eter kullanılmaktadır. Eroin morfinden 4-10 defa daha güçlü bir maddedir.
Şiddetli bağımlılık yapan ve uyuşturucu maddeler arasında en tehlikelisi olan eroini 1-2 defa kullanmakla bağımlılık gelişir. 24 saatlik dozu 0.02-0.5 gr.dır. Eroin bağımlısı kişi bunu 50 misline kadar çıkarabilir ve günde 2 gr. veya daha fazla eroin kullanabilir. Bağımlıdaki ortalama günlük doz 1 gr. kadardır. Bu gün yasal olarak üretilmeyen ancak dünyanın çeşitli yerlerinde gözden uzak laboratuarlarda kaçak olarak imal edilen eroine uyuşturucu piyasasında yoğun bir talep vardır ve dünyada eroin bağımlılarının sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

Burna çekme (Snorting); teneffüs yoluyla
Ağızdan
Enjeksiyon (Shooting)

Eroin, yukarıda yazılı 3 yöntemle kullanılabilir. Bu yöntemlerden burundan çekme yöntemi baş parmak ile işaret parmağının gerilerek, oluşan çukur içine eroin konulması ve derin derin solunarak burun yolu ile çekilmesiyle gerçekleşir.
Ağızdan kullanma yöntemi pek başvurulmayan bir yöntem olmakla birlikte eroin, dumanının içine çekilmesi suretiyle de kullanılabilir. Bunun için bir alüminyum üzerine eroin tozu konulur ve alttan ısıtılarak dumanı solunum yoluyla içeri çekilir. Bu kullanış şekli daha çok Uzak Doğu ülkelerinde mevcuttur.
Enjeksiyon yöntemi en çok tercih edilen ve en bilinen yöntemdir. Enjeksiyon yönteminde eroin sulandırılarak (alkol veya limon suyu ile) enjektöre çekilir ve damar içine şırınga edilir. 20 sn’ de etki eder. Enjekte edilen madde saf ve steril olmadığı için risklidir. Bundan dolayı Hepatit B, C (sarılık)
ve AIDS gibi hastalıklara yakalanma riski çok yüksektir.
Eroin kullanan kişi uyuşuk görünür ve dalar, kusar, kaşınır veya göz bebekleri toplu iğne başı gibi küçülür. Ayrıca; iştahın kapanması, uyku bozukluğu, ağır nefes alma, cinsel isteksizlik ve kabızlık vardır. Yoksunluk çeken eroin bağımlıları genellikle hoş olmayan, üşütmeye benzer bulgulardan yakınırlar. Kusabilir, aşırı terler, mide krampları geçirir, tüm vücutları ağrır, diyare olur, burun akması, sıcak-soğuk kızarmalar, depresyon ve rahatsızlık geçirirler. Eroin yoksunluğu, değişebilmekle beraber, son kullanımdan sekiz saat sonra ortaya çıkar ve üç gün ile bir hafta arası sürebilir. Yoksunluk ikinci ve üçüncü günde zirveye ulaşır.
Eroin başlangıçta endişe, sıkıntı ve ruhi gerginliği azaltır, geçici ferahlık verir, rüya alemine daldırır ve düşünceler zorluksuz akar. Sedatif olarak etki eder; kişi sakin, endişesiz ve sıkıntısızdır. Esasen eroinin verdiği sahte zindelik ve neşe geçici bir reaksiyondur, çabuk geçer. Daha sonra kişinin uyuşuk bi hali vardır. Zihinsel bulanıklık olur ve düşünce sırasında fikir akışını sürdürmek zorlaşır. Bir konu üzerine konsantrasyon kabiliyeti zorlaşır. Dikkatini bir konu üzerinde toplayamaz. Hareketlerde azalma, harekete karşı bir isteksizlik ve çevreye karşı ilgisizlik gelişir. Kullanıcı kimse etrafa boş gözlerle bakar ve kişinin estetik tarafı, sosyal ilgisi ve sevgi kaybolur.
Eroin libidoyu ve seksüel performansı deprese eder. Cinsel istek sıfırdır, ereksiyon ve ejekülasyon olmaz. Zamanla karakter yıkılması olur ve kullanıcı kişinin moral olgunlaşması yavaş yavaş çözülür. Ayrıca kişi doğru ile yanlışı, faydalı ile faydasızı ayırt edemez, nasihat dinlemez. Eroin bulmak için her çareye başvurur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder