Ecstasy, merkezi sinir sistemini uyaran, amfetamin türevi, halisünasyonlara da sebep olabilen sentetik bir uyuşturucudur. İngilizce kökenli bir sözcük olup Türkçe karşılığı aşırı mutluluk, coşkudur. Piyasada tablet, kapsül, toz ve sıvı formları mevcuttur. İlk olarak çeçe sineği gibi böcekler soktuğunda insanları uyku halinden kurtarmak için 1912 yılında üretildiği bilinen Ecstasy’nin uyuşturucu olarak kullanımı ilk defa 1985 yılında Hollanda’da rapor edilmiştir. Kullanımı, 1980’li yıllarda kısmen genç insanlar arasında ev müzik (house music olarak söylenimi daha yaygındır) kültürünün yaygınlaşması ile birlikte hızlı bir yükselişe geçmiştir. Moda uyuşturucular olarak bilinen bu tip sentetik maddelerin üretilmesi, genelde var olan etken maddenin özel muameleler ve kimyasal yöntemlerle moleküler anlamda değişiklik yapılması neticesinde birtakım ara maddelerin de katılmasıyla yapılmaktadır.
Ecstasy, kimyasal adıyla MDMA (3, 4-metilendioksimetamfetamin), ağızdan alınan bir haptır. Haplar değişik şekil ve markalarda mevcuttur. Bazı durumlarda MDMA toz halinde satılmaktadır. Hap şeklindedir ama asla yasal kullanımı yoktur, dolayısıyla denetim altında değildir. Genel bir kullanıcının bir "doz" içerisinde hangi maddeleri bulunduğunu bilmesi bu sebeple imkansızdır. Tipik bir doz olarak 100-125 mg dört ila altı saat etkisini gösterir.
Türkiye’de özellikle son yıllarda elektronik müzik kültürünün yaygınlaşması ve bu müzik tarzıyla ilgili olarak organizasyon ve partilerin düzenlenmesi, gece klüplerine olan talebin artması, büyük şehirlerde genç nüfusun artması gibi nedenlerle ecstasy’e olan ilgi bir hayli artmıştır. Bu maddenin kullanımı ve satışı kanunen yasak olması nedeniyle satıcı kimseler genellikle gece klüpleri ve benzeri mekanlarda satış yapmakta ya da kullanıcı kimse genellikle varoş mahallelerde yaşayan satıcıyı bulup bu maddeyi temin etmektedir. Argoda uyuşturucu satışı yapan kimseye ‘torbacı’ ; ecstasy’ e ise ‘şeker’, ‘taki’, ‘dalga’, ‘papik’ gibi isimler söylenmeke ve ecstasy’nin kullanan kişinin metabolizmasında etkisini göstermeye başlamasına ise ‘patlamak’ denir.
Ecstasy kullananlar kendilerini açılmış, rahatlamış, güzel, korkusuz, toleranslı ve etrafındaki insanlara bağlı olarak tanımlarlar. Genellikle sosyal ortamlarda kullanılan ecstasy duygusal (seksüel olması gerekmez) bir madde sayılır. Ecstasy alındıktan yaklaşık 45 dakika sonra kullanıcılar etkisine girerler. Bu madde sinir hücresine girdikten sonra serotoninin bol miktarda salınımına neden olur ve seratonin üreten enzimleri engeller. Ecstasy’ nin en önemli etkisi kişiyi aktive etmesi ve bilinç değişikliklerine neden olmasıdır. Bu etkiler alınan doza ve kişinin içinde bulunduğu ruhsal duruma doğrudan bağlıdır. Alındıktan 20 ile 60 dakika içinde etki göstermeye başlar. hafif derecede etkileri gözlenebilir.
İlk bir saat içinde en güçlü etkiyi yapar. Dört ile altı saat içinde bu etki sonlanır. Ertesi gün içinde de kimi zaman ecstasy, beden ısısını ve kan basıncını artırır. Sıcak, havasız ortamlarda ve çok hareket sonrası beden ısısı ciddi boyutlara ulaşır. Ağızda kuruluk, dişlerde tatsız bir his algılanabilir, yönelim ve algı bozukluğu yaratır. Diğer insanlara karşı yakınlık hissi, kendini rahat hissetme, görsel algıda bozulmalara yol açmaktadır. Kişi kendini enerjik ve aldırmaz hisseder.
Ecstasy kullananların göz bebekleri genişler ve ışığa hassasiyet artar. Çeneyi sıkma ve diş gıcırdatma gözlemlenebilir etkilerdendir. Duyum artar ve kullanıcılar çoğu zaman bunu dans etme isteği, konuşma ve dokunarak ile gösterir. Kullanıcılar çoğu zaman abartılı şefkat hareketleri gösterebilir. Bazı kullanıcılar tecrübeden sonra 48 saate kadar kendilerini depresif hissettiklerini belirtmektedir. Uzun süreli kullanımda etkilere ulaşmak daha zorlaşabilir. Fiziksel olarak bağımlılık yaratmasa da, "yaşanılan sanalı" kovalama veya ulaşma ihtiyacı olabilir, bu da doz artımına ve daha sık kullanıma sebep verebilir. Kullanımdaki artışla beraber kullanıcılar sık sık kendilerini yorgun hisseder, çeneleri ağrır ve mutlulukları azalır. Depresyondan ve tükenmeden kaçınmak isteyenler hem dozda hem de kullanım sıklığında artırma geliştirirler.
Çok sayıda ters etkileme olduğu bildirilse de vücut ısısındaki tehlikeli derecede artış Ecstasy'nin bilinen yaygın tehlikelerinden biridir. Vücut ısısının artması sıcak ve genellikle havasız ortamlarda uzun süre dans etmekten, vücuttaki sıvı miktarının azalması gerçekleşir. Ölüm; aşırı dozdan görülmekle birlikte, genellikle vücut ısısının artması, su ihtiyacı ya da diğer bir uyuşturucu madde ile karıştırma ile bağlantılıdır.
Ecstasy’nin uzun zamanlı etkileri halen araştırma altındadır. Bazı araştırmacılar uzun süreli kullanımların kalıcı beyin hasarlarına yol açabileceği değerlendirilmektedir. Bazı çalışmalar Ecstasy’ nin vücuttaki seratonin ve dopamin seviyelerini etkilediğini göstermektedir fakat bunun uzun süreli etkilerinin ne olabileceği halen açık değildir. Ecstasy kalbin ritim bozukluğuna sebep ve hipertansiyon ve kalp hastalıklarının tetikleyicisi. olabilmektedir.
3 Kasım 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder