Tütün, nicotiana tabacum isimli bitkinin kuru yapraklarıdır. Solanacea (patlıcangiller) familyasından nicotiana cinsinden yaprakları sigara yapımında kullanılır. 0,75-1,5 mt boylarında, gövdeleri dik, silindir şeklinde ve tüylü bir bitkidir. Tüp şeklinde pembemsi-kırmızı renkli tüylü ve beş sivri dişli çiçeklere sahiptir. Nikotin ise tütünün aktif maddesidir. Kimyasal olarak ilk defa 1828’de izole edildi. Dumanının içilmesi, çiğneme ve koklama yolu ile kullanılır.
Geçmiş yüzyıllarda sadece medikal tedavi ve tütsü amaçlı kullanılıyor iken, daha sonra insanoğlu için vazgeçilmez bir keyif maddesi halini almıştır. Amerikan Yerlileri (Kızılderililer) Avrupalılar kıtaya gelmeden önce tütün kullanmaktaydılar. İlk Avrupalı yerleşimciler tütün içmeyi kızılderililerden öğrenerek tütünü daha sonra gittikçe popüler olacağı Avrupa'ya taşıdılar. Amerikan Yerlileri arasında tütün eğlence amacıyla değil ayinlerinde ve ancak deneyimli şamanlarınca dini gerekçelerle kullanmalarına karşın Avrupalılar tütünü eğlence ve vakit geçirme amacıyla yaygınlaştırdılar. Tütün aynı zamanda Amerika nın güneyinin hızla sömürgeleştirilmesine de yol açmıştır. İlk sömürge yayılımının ardında tütün üretimini arttırma isteği de bulunmaktaydı. Avrupalılar Amerika'ya getirdikleri zenci kölelerle açtıkları alanlarda tütün ekimi yapmaya başladılar.
Tütün 1500 yıllarında Antillerden İspanyol gemicileri vasıtasıyla İspanya'ya ve oradan Avrupa'ya yayılmıştır. Anadolu'ya ise Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1605) Venedikli tüccarlar tarafından sokulmuş ve kullanılışı kısa bir zamanda yayılmıştır.
Bir sigarada bulunan nikotin, tütün bitkilerinin cinsine göre 11-20 gr. arasında değişir. Doğal olarak renksiz, yakıldığında kahverengi olan nikotin havayla temas ettiğinde tütün kokusu alır. . Tütün ürünleri içinde 4000’e yakın kimyasal madde vardır. Bu kimyasallardan bazıları şunlardır:
Radon (Radyasyon)
Toluen (Tiner)
Kadmiyum (Akü Metali)
Bütan (Tüp Gaz)
Aseton (Oje Sökücü)
Amonyak (Temizlik Maddesi)
DDT (Böcek Öldürücü)
Naftalin (Güve Koruyucu)
Arsenik (Fare Zehiri)
Tütünün kullanımı fiziksel bağımlılığın ne kadar kuvvetli olduğunun bir göstergesidir. Sigara içmek 1900' lü yılların başından beri, nikotin tüketiminin tartışmasız en çok kullanılan yöntemidir. Sigaradan bir duman çekmek nikotinin neredeyse anında kan sistemine yayılarak beyne ulaşmasını ve 10 saniye içersinde merkezi sinir sistemini etkilemesini sağlar. Diğer yandan, puro ve pipo içenler genellikle çok az ya da hiç duman çekmezler ve nikotin ağızlarındaki mukoza zarları tarafından emilir.
Nikotin, merkez sinir sistemine uyarıcı olarak etki eder. Nikotin tüm
bağımlılık yapan maddelerin en çok zehir içerenidir. Yüksek dozlarda insanlarda titreme, hayvanlarda ise konvülsiyonlar meydana getirir. İnsanlar tarafından yüzyıllardır kullanılmasına rağmen günümüzde uygarlığın gelişimi, stres doğuran olayların artması ile tüketimi fazlalaşmıştır.
Nikotin bağımlılığı iyi bilinir. Psikolojik ve fizyolojik kesilme sendromu hem insanlarda hem de deney hayvanlarında gösterilmiştir. Şempanze ve köpeklerde de kesilme sendromu görülür. Kesilme sendromu ya sigarayı tamamen bıraktıktan sonra ya da azalttıktan sonra ortaya çıkar. İlk 24 saat içinde görülen bu sendrom birkaç gün veya birkaç hafta sürebilir. Bazılarında nikotini bıraktıktan sonra uzun zaman şiddetli bir nikotin arama isteği belirir. Bu sendromun belirtilerini şöyle özetleyebiliriz:
Huzursuzluk
Sürtüşme ve öfke
Şiddetli sıkıntı
Konsantrasyon güçlüğü
Nabız sayısı azalması
Şiddetli bir iştah artışı ve buna bağlı kilo artışı
Yoksunluk sendromu herkeste ve her zaman görülmez. Görüldüğü zaman son sigara içiminden 2 saat kadar sonra mizaç bozukluğu veya icra yetersizliği gibi durumlarla belirir.
Nikotin aynı zamanda hem uyarıcı hem de yatıştırıcı etkisi gösterir. Nikotin ani bir etkileşim gösterip kan basıncını ve kalp atışını artırır. Nikotinin anında beliren etkileri maddenin hazmından dakikalar sonra azalır ve bu durumun yeniden yakalaması ve yoksunluk yaşamamak için sürekli sigara içilir “ve tabii ki tiryaki olunur. Tütünü ilk defa kullananlar bulantı, baş dönmesi ve baş ağrısı yaşayabilirler. Sigaranın içerdiği maddeler sigaranın yanan ucundaki dumanda da bulunduğu için sigara içmediği halde sigara içenlerin yanında bulunan kişileri de pasif sigara içici durumunda olumsuz etkilemektedir. Ebeveynleri sigara içen çocukların, ebeveynleri sigara içmeyen çocuklara oranla daha fazla bronşit ve zatüree olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde sigara
tiryakilerinin eşleri de, sigara içmeyenlerin eşlerine göre 4 kat fazla kalp hastalığından ölme tehlikesi taşır.
Sigaranın içeriği 7 saniyede beyine ulaşan nikotinle sınırlı değildir. Karbonmonoksit, katran maddelerini de içermektedir. Karbonmonoksit zehirli bir gaz olup, beyinde ve vücut dokularında oksijeni azaltır.
3 Kasım 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder