1)Vücutları genel olarak belirli zaman aralıklarında dökülen kıllarla kaplıdır.Derilerde ter,yağ,koku ve süt bezleri gibi çeşitli salgı bezleri bulunur.bazı memelilerin vücut ve kuyruk kısımlarında sürüngenlerdekine bezeyen pullar vardır.
2)Balinalar(cetacea)ve Deniz inekleri (siriena) gibi deniz memelileri dışında kalanlarda dört üye vardır.buı deniz memelilerinde arka üyeler kaybolmuştur.Her bir üyede beş veya daha az sayıda parmak bulunur.gerek üyeler ve gerekse parmaklar çeşitli yaşam biçimlerine göre,örneğin yürümek,koşmak,tırmanmak yüzmek,uçmak ve kaçmak gibigörevleri yerine getirecek şekiller kazanmışlardır.Parmak uçlarında boynuz yapısında tırnak ve toynaklar,parmak altlarında ise etli yastıklar vardır.
3)iskelet iyi bir şekilde kemikleşmiştir.Kafataslarında 2 oksipital kondil , boyunlarında 7 tane omur bulunur.;Kuyrukları uzun ve hareketlidir.
4)Her iki çenede de mevcut olan dişlerin kök kısımları çukurluklar içine gömülmüştür.Dişler beslenme durumlarına göre çeşitli şekiller gösterir.Bazılarında dişler bulunmaz.Dilleri çoğunlukla hareketlidir.Gözlerinde hareketli göz kapakları,kulaklarında etli bir dış kulak kısmı bulunur.
5)Kalpleri iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere 4 odacıklıdır.Kuşların tersine bunlarda yalnız sol aort kökü bulunmaktadır.Alyuvarları yuvarlak ve çekirdeksizdir.
6)Solunumları yalnız akciğerle olur.Larinkste ses çıkarmaya yarayan ses telleri bulunur.Kalp ve akciğerlerin yer aldığı göğüs boşluğunu karın boşluğunda ayıran ve diyafram adı verilen kaslı bir bölme vardır.Böyle bir yapı memeliler dışında hiçbir hayvan grubunda görülmez(kuşlardaki bölme kaslı değildir ).
7)Vücut sıcaklığı sabittir ve çevre koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermez(Homoiothe mous).Vücut sıcaklığı metabolizma sonucunda sağlanır(Endoterm).Vücut üzerinde bir kıl örtüsünün varlığı,deri altında vücudu saran bir yağ tabakasının bulunması ve kirli kan ile temiz kan dolaşımı9nın birbirlerinden tümüyle ayrılmış olması,vücut sıcaklığının değişmezliğini sağlayan özelliklerden bazılarıdır.
8)Sidik keseleri vardır ve boşaltım maddesi sıvı haldedir.
9)Beyinleri gelişmiş, cerebrum ve cerebellum kısımları oldukça büyüktür.Beyinden 12 çift sinir çıkar.
10)Erkeklerinde bir kopulason organı(penis) mevcuttur.Testisleri genellikle karın boşluğu dışında yer alan ve scrotum adı verilen torbalar içerisinde bulunur.Yumurtalar küçük ve kabuksuzdur.Yumurtanın gelişmesi yumurta kanalı(ovidukt)’nın değişmesiyle meydana gelen döl yatağında(uterus) tamamlanır.Amnion, korion ve allantois gibi embriyonik zarlar mevcuttur.Genellikle embriyoyu uterusa bağlayarak onun beslenmesini ve solunumunu sağlayan bir plasenta bulunmaktadır.Yavrular doğumdan sonra ana hayvanın süt bezlerinden salgılanan süt ile beslenirler.
MEMELİLERLE SÜRÜNGENLERİN FARKI
1)Memelilerde vücut örtüsü olarak pullar yerine kıllar bulunur.Yalnız bazı memelilerin vücutlarında ve kuyruk bölgelerinde sürüngenlerden kalma bir özellik olarak hala pullar mevcuttur.
2)Memelilerin kafa tasında iki oksipital kondil bulunur(sürüngenlerde bir tane) ve beyin kutusu daha büyüktür.
3)Memelilerde göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran kaslı bir diyafram bulunur.
4)Memelilerde alt çene kemiği bir parça halindedir(sürüngenlerde çok sayıda).
5)Memelilerde alt çene kemiği doğrudan doğruya kafa tasıyla eklem yapar(sürüngenlerde quadratum ile eklem yapmakta).
6)Memelilerin orta kulağında incus,malleus ve stapes olmak üzere üçlü bir kemik zinciri vardır(sürüngenlerde yalnız stapes karşılığı olan Calumella iç kulakta bulunur,diğer iki kemik çene ile birleşir).
7)Memelilerde belirli zamanlarda dökülen dişler bulunur(sürüngenlerdeki dişler belirli zamanlarda değiştirilmez).
8)Memelilerde kalp 4 odacıklıdır ve yalnız sol aort kökü mevcuttur.
9)Memelilerde ses kutusu çok iyi gelişmiştir(Sürüngenlerde körelmiştir).
10)Memeliler yavrularını salgıladıkları süt ile beslerler.
İSKELET SİSTEMİ
• İskeletin büyük bir kısmı kemikleşmiştir.yalnız eklemlerde kaburgalarda ve bazı diğer kısımlarda kıkırdak yapılar bulunur.Bir kısım kıkırdağın kemikleşmesiyle sesamoid kemikler oluşmuştur.örneğin diz kapağı kemiği
• Diğer omurgalılar gibi iskelet iki bölümde incelenir.
1)Axial iskelet
2)Appendicular iskelet
1)AXİAL İSKELET
• Kol ve bacak dışındaki kemikleri içerir.
• Kafatasının tüm kemikleri girintili çıkıntılı olduğundan birbirine çok iyi kaynaşmıştır.Sutur denilen bu çizgiler yaşlı hayvanlarda görülmeyecek kadar kaybolmuştur.
• Kafatasının arkasında sinirlerin beyne bağlandığı delik olan faromen magnum deliği bulunur.Bu deliğin iki yanında bulunan kemikler sayesinde kafatasıile boyundaki ilk omur olan atlasarasında bir eklem oluşur.
• Axial iskeletin diğer bir bölümü kaburgalardır.Kaburgalar birleşerek göğüs kafesini oluştururlar.Göğüs kafesi organların korunmasında ve solunumda önemli rol oynar.
2)APPENDİCULAR İSKELET
• Kol ve bacaklardan oluşur.kol için axial iskelete bağlanmasını sağlayan omuz kemeri üç kemikten oluşur.Bunlarda scapula,caracoidve clavicula ‘dır.Scapula yassı ve üçgen şeklindedir.
• Ayrıca ön üyelerin kaslarının çoğu kürek kemiğine bağlanmıştır.Kollar humerus(üst kol),radius(alt kol),carpus(el bilek genelde 9 tanedir),meta carpus(el tarak genelde 5 tane),phalange(el parmak sırasıyla 2,3,3,3,3,) kemiklerinden oluşur
• Arka üyeler ise axial iskelete kalça omurlarının kaynaşması ile oluşan kalça kemeri ile bağlıdır.
• Üç kemikten oluşur(ilium,iscihum,pubhis)
• Bacaklar üst bacak,diz kapağı(sesamoid bir kemiktir),alt bacak(iki kemik vardır.Fibula ‘büyük’,tibia’küçük’),ayak bilek(genelde 7 tane) ayak tarak(genelde 5 tane) ,metatarsus(5 tane),ayak parmak(sırayla 2,3,3,3,3) kemikleridir.
• Memelilerin yaşam şartlarına göre iskelet yapısı değişmektedir.örneğin:ön üyeler antiloplarda hızlı hareket ettikleri için uzundur.
SİNDİRİM SİSTEMİ
AĞIZDAKİ SİNDİRİM
• Ağza alınan besin dişler ve tükrük yardımıyla belirli oranda parçalanır.Tükrük hem besini parçalar hemdeamilaz enzimi ile nişastayı maltoza parçalar.
• Memelilerin tat alma organı dilleridir.dil üzerinde tad alma tomurcukları bulunur.
• Bazı balinaların dişleri kaybolmuştur bunun yerine ağızdan sarkan kütikula özelliğinde uzantılarla su yapısındaki planktonlar süzülerek alınır.
• Memelilerin dişi dört bölümden oluşur.Mine,dentin,cement,diş özü.
• Dişler diş çimentosuyla çene kemiklerine bağlanmıştır
• Diş minesi epidermis,dentin ve diş çimentosu kısımları ise dermis tabakasından meydana gelmiştir.
• Besinler yutak yoluyla mideye iner.
• Sindirim yolundaki kasılma nedeniyle kafa üstü veya yatarak yemek yiyebiliriz.
MİDEDEKİ SİNDİRİM
• Yemek borusundan mideye inen besinler pH’ı 2-3 arası olan asidik bir ortamla karşılaşırlar.Burada pepsin ve katepsin adlı protein enzimleri ile karşılaşırlar.
• Midede genelde protein sindirimi olduğundan mide kendisinin sindirilmemesi için mukus tabakası oluşturur.
• Mideden ince bağırsağa geçen besinler tripsin ve kimotripsin(pankreastan salgılanır) ile proteinleri aminoaside,amilaz ile maltozu glikoza,safra(karaciğer salgılar) içinde bulunan lipaz ile yağları yağ asidi ve gliserine çevirir.bu şekilde sindirilmiş olan besinler villuslar yardımıyla emilir.
ÜREME SİSTEMİ
Dişi hayvanlarda böbreklerin hemen arkasında yer alan ovaryumların genellikle her ikisi de işlevseldir.Her bir ovaryumdan çıkan ovidukt (yumurta kanalı=follapian tüpleri)’un ön kısmında ostium adı verilen koni şeklinde kısımlar mevcuttur.Yumurtlayan memelilerde(monotremata) bu kanallar ayrı ayrı olarak kloaka açılır.Hatta bazı kaynaklarda bu hayvanlarda yalnız sol ovarium’un işlevsel olduğu belirtilmektedir.Keseli(marsupialia) ve plasentalı memelilerde(placentalia) ovidukt’un alt kısımları genişleyerek uterus(döl yatağı) şeklini almıştır.Bu kısım embriyonun gelişmesini sağlar.
• Memelilerin çoğunda yavruların doğuma kadar geçirdikleri çok uzun bir embriyonik evre uterusta gerçekleşir.
• Ayrı eşeyli olan bu hayvanlarda döllenme, iç döllenme şeklindedir.Birçok memeli hayvan ilkbahar ya da kışın çiftleşir.Yumurtalar olgunlaşınca ovariumlardan,huni şeklindeki ostium kısımlarına ve oradan da ovidukt’a geçerler.Burada spermalar tarafından döllenen yumurtalar uterusta saklanır.Memelilerin çoğunluğu özel bir çiftleşme mevsimine sahiptir.Erkeklerin tüm yaşamları süresince sperma üretme yeteneğine sahip olmalarına karşın, dişiler ancak belirli zamanlarda yumurta oluşturma özelliğine sahiptirler.Dişilerin bu evresine kızgınlık(estrous) evresi denir.Bu evre dışında erkeklerin kendileriyle çiftleşmelerine izin vermezler
Ovidukt’un alt kısmının değişikliğe uğrayarak oluşturduğu uterus, kalın çeperli, kaslı ve kılcal damarlar bakımından oldukça zengindir.Memeli hayvanların yumurtası yedek besin maddesi açısından oldukça fakir olduğundan küçüktür.Bu nedenle embriyo için gerekli olan besinleri ve oksijeni ana hayvanın dolaşım sisteminden almaya, embriyonun oluşturduğu artık meddelerle karbondioksidi yine ana hayvanın dolaşım sistemine iletmeye yarayan bir plasenta meydana gelir.Bu sistemde embriyo ile ana hayvanın dolaşım sistemleri birbiriyle bağlantılı değildir.Aradaki ince membranlar nedeniyle besin maddeleri , artık ürünler ve solunum gazlarının geçişi gerçekleştirilir.Yumurtlayan memelilerde(monotremata) embriyonun gelişimi uterusta değil,tıpkı sürüngenlerde olduğu gibi dış ortama bırakılan yumurtalar üzerinde belli bir süre kuluçkaya yatılmasıyla sağlanır.
Kuşlar
KUŞLAR (AVES)
lÖn üyeleri değişerek kanat şeklini aldığından uçabilmektedir. Bu nedenle latince aves adı verilmiştir.
KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
lKuşlar sıcakkanlı omurgalıların ilk sınıfını oluştururlar. Sıcağa büyük gereksinim duymalarına karşın uçma özelliklerinden dolayı embriyolarını canlı doğuramayıp yumurtayla çoğalırlar.
lÜyeleri iki çifttir. Ön üyeler uçmayı sağlamak amacıyla kanat şeklini almıştır.Arka üyeleri ise yürüme ye, yüzmeye, tırmanmaya, koşmaya ve eşinmeye uyum göstermiştir. Ayaklarında genellikle dört tane parmak bulunur.
lKuşların vücut yapısı uçmaya elverişli olduğu için vücutlarının kemik ve yumuşak kısımları hava kesecikleriyle bezenmiştir.
lDerilerinde salgı bezi yoktur. Yalnız kuyruk kökünde yağ bezleri bulunur.
lAğız keratin bir gaganın ucunda yer almıştır. Gaga besinin alınması yanında uçma sırasında dengeyi sağlamada da görev yapar. Beslenme biçimine bağlı olarak gaga şekilleri değişiklik göstermektedir.
lİskelet tam anlamıyla kemikleşmiştir. Kaburgalar oldukça küçüktür.
lKalpleri iki kulakçık ve iki karıncıktan oluşur.
lSolunum akciğerlerle olur. Trake ve
lbronşların bağlandığı yere yakın bir bölgede
lsyrinx (ses çıkarma kutusu) bulunur.
lBeyin sinirleri 12 çifttir.
lAyrı eşeylidirler. İç döllenme görülür. Tümü ovipardır ve kuluçkaya yatarlar.
lBoşaltım sistemleri metonefroz tiptedir. Sidik keseleri yoktur
lKuş tüyü iki kısımdan oluşur. Calomus denilen ve deriye gömülen kısım ile serbest olan charhis kısmıdır.
lKuşlar yerli gezgici ve göçmen olabilir.
lKuşların besin aradıkları, dinlendikleri ve kuluçkaya
lyattıkları yer biyotoptur.
KUŞLARIN SINIFLANDIRILMASI
lKuşlar aşağı yukarı 25 ordo halinde bulunurlar.
lUçamayan kuşlar ve uçan kuşlar diye iki gruba ayrılırlar.
UÇMAYAN KUŞLAR
lKanatları küçük yada kısmen yok olduğu için uçamazlar.
lA) Kara formları: Bunların arasında önemli ordolar vardır. Struthioniformes ordosu en büyük boyda olanları temsil eden Afrika deve kuşlarını, Rheiformes G. Amerika deve kuşlarını kapsar.
lB) Deniz formları: yalnız bir ordo (Sphenisciformes) ile temsil edilirler. Bunlarda antartik bölgesinde yaşayan penguenlerdir. Denizde iyi yüzerler karada iki ayakları üzerinde yürürler.
UÇAN KUŞLAR
lA) Yüzücü ve dalıcı kuşlar: Bunlar ya suyun üstünde yüzerler yada suya dalarlar. Ayakları perdeli, gagaları sivri ve yassıdır. Karabatak, pelikan, kuğu, kaz...
lB) Su, bataklık ve kuyu kuşları: Bunlar
sığ sularda yürümeye, yüzmeye ve
bataklıkta dolaşmaya adapte
olmuşlardır. Leylek, turna, flamingo,
yalıçapkını, martı...
lC)Etçil kuşlar: Yırtıcıdırlar. Gagaları kuvvetli bacakları uzundur. Baykuş, kartal, atmaca, şahin...
lD) Tavuklar ve av kuşları: Kuvvetli bacaklara ve uçlarında toprağı kazmaya yarayan körleşmiş tırnaklara sahip kuşlardır. Hindi, sülün, keklik...
lE) Papağanlar: Çok renkli kıvrık gagalıdırlar.Bacak- ları ve tırnakları çok iyi gelişmiştir. Yüzleri mimikli sesleri karakteristiktir.
lF) Güvecin ve kumrular: Vücutları dolgun ve kuvvetlidir.Kanatları gelişmiştir. Bacakları kısa ve narin- dir. Gagaları kısa, uçları genişçedir
lG) Nektar kuşları: bacakları zayıf kanatları kuvvetlidir. Parlak renkli- dirler. Tropik bölgede yaşarlar.
lH) Ağaçkakanlar: Ağaçların gövdelerine tırmanırlar ve kabuklarını gagaları ile delerek içinde saklı böcek veya larvaları yerler. Kuyruk tüyleri serttir; bir ağa-cın gövdesi üzerinde dururken arkaya doğru ağacın gövdesine dayayarak tutunmaya yarar.Dilinin ucun-daki kıllar çeşitli böceklerin yakalanmasını sağlar.
lI) Ötücü kuşlar: Ormanda, bahçede, çiftliklerde vb. yaşayan bütün türleri içerir. Tohum, kurt ve böceklerle beslenirler. Kanarya, serçe, saka kuşu, karga, saksağan...
AVES - KUŞLAR
nSabit vücut sıcaklıklı (homoiotherm) olan ilk hayvan grubunu oluştururlar. En tipik özellikleri, vücutlarının neredeyse tamamının tüylerle kaplı olması, ön üyelerin "kanat" haline dönüşmüş olması ve sol aort yaylarının tamamen körelmiş olmasıdır
DERİ
nDerilerinde salgı bezi yoktur. Yalnız kuyruk kökünde yağ bezleri bulunur. Deri üzerinde ekzoiskelet görevi yapan epidermis kökenli tüyler ve bacaklar üzerinde yine epidermis kökenli pullar bulunur. Derinin epidermis tabakasındaki keratinleşmiş (Stratum korneum) kısım ve dermis tabakası oldukça incedir.
DERİ OLUŞUMLARI
nGAGA
nTIRNAKLAR
nTÜYLER
KUŞLARDA GAGA TİPLERİ
nAğız keratin bir gaganın ucunda yer almıştır. epidermis kökenli bir yapıdır. Gaga besinin alınması yanında uçma sırasında dengeyi sağlamada da görev yapar. Beslenme biçimine bağlı olarak gaga şekilleride oldukça değişiklik göstermektedir. Günümüzde yaşayan kuşlarda dişler yoktur.
KUŞLARDA AYAK TİPLERİ
nAyaklar, kuşların yerde veya su içerisindeki hareketini sağlamanın yanında, avın yakalanmasında da yardımcı olabilir. Genel olarak, kuşlarda 5. parmak yitirilmiştir. Bacaklar, diz eklemine kadar tüylerle, daha alt kısımdaysa pullarla örtülüdür. Hareket tarzına göre farklı ayak tipleri görülür.
nKUŞLARDA GAGA TİPLERİ
nKuşlar sınıfının bir diğer ayırt edici özelliği olan gaga, epidermis kökenli bir yapıdır. Diğer bazı canlı gruplarında (bazı sürüngenlerde ve memelilerin Monotremata grubunda) da görülmesine karşın, en gelişmiş gaga yapısı kuşlarda ortaya çıkmıştır. Gaganın en sağlam kısmı, darbelere karşı gelen en uç kısmıdır. Burun delikleri, kivi gibi gece avlanan ve avını koku yoluyla bulan türlerin dışında, gaganın kafatasıyla birleştiği yerdedir. Gaga şekli, kuşun beslenme tipi hakkında bilgi verir.
TÜYLER
Başlıca 3 tip tüy vardır:1. Pennae (Telekler, Uçma tüyleri):Büyük ve uzun yapılıdırlar. Genellikle vücudun en dış kısmında bulunurlar. özellikle kuyrukta ve kanatlarda bulunan uçma tüyleri bu tiptedir. Tüy gövdesinden dal ve dalcıklar çıkar, dalcıkların ucunda da kancalar bulunur. Bu kancalar, tüy yapısının bütünlüğünü ve bu sayede de vücudun izolasyonunu sağlar. Çok çeşitli renkler ve desenler taşıyabilirler. A-Remiges (uçma telekleri)B-Tetrices (örtü telekleri)C-Rectrices (kuyruk telekleri)
2. Plumae (Hav tüyleri):Tüy gövdesinde kancalar bulunmaz. Bu nedenle de, dik duramazlar ve püskül gibi dağınık bir görüntüleri vardır. Teleklerin altında ve arkalarında bulunurlar. Gri ve beyaz renklilerdir. Isı yalıtımında görevlidirler. Göğüs ve karın kısmında bol bulunurlar. Yavru kuşların vücutlarında da genellikle hav tüyleri bulunur.
3. Filoplumae (Kıl tüyleri):Kısa bir kök kısmıyla, ince ve uzun bir eksen kısmı taşırlar. Aya kısımları körelmiştir. Sert yapılıdırlar. Telekler arasında dağınık halde bulunurlar. Bazı ailelerde ağız ve burun kenarında bulunan duyu tüyleri de bu tiptedir. Tavus kuşlarının gösterişli kuyruk tüyleri de kıl tüylerdir.Bunlardan başka, süs telek ve tüyleri, pudra tüyleri ve deve kuşlarındaki büyük tüyler gibi değişik tüy tipleri de bulunur. Kuşlarda yaşa, mevsime, eşeye ve üreme dönemine göre değişik tüy örtüleri görülebilir. Kuluçkaya yatma öncesinde de, vücut sıcaklığının yumurtaya daha etkin bir şekilde iletilebilmesi için, karın bölgesindeki tüylerin bir kısmı dökülür.
Kuşlarda kanat ve tüy yapısı
İSKELET
•Baş iskeleti:
Kafatası çatısı: Frontal, prefrontal, frontal, parietal ve squamosal
Neurocranium: tek halde; basioccipital, subraoccipital, basisphenoid ve ethmoid, Çift halde; exoccipital, laterosphenoid orbitosphenoid. İşitme kapsülleri birleşerek periotic kemik adını alır.
Occipital condyle bir tane.
Visserocranium:Üst çenede: Quadratum, quadratojugal, jugal maxilla, premaxilla. Alt çenede: articular, angular, subraangular, dentary
Kuşlarda diş bulunmaz
İSKELET
•Omurga:
Boyun (cervical): axis ve atlas kemikleri omurgayı kafatasına bağlar. Boyun omurları heterocoelous tipte (Semer). Sayıları 11-25 arasında
Göğüs (Thoracic):3-10 omurdan oluşur. Birbirleriyle kaynaşarak sırt kemiğini oluşturur. 3-9 adet kaburga bulunur. Kaburgalar sternuma bağlanır.
Bel (lumbar), kalça (sacral) ve kuyruk (caudal) omurlar birleşerek synsacrum (utanç kemiği) a dönüşür. Utanç kemiğinde 10-23 omur bulunur.
Omurga kuyruk bölgesiyle son bulur. Bu bölgede kuyruk teleklerinin bağlandığı pygostyle bulunur
İSKELET
Ön ekstremiteler (pektoral kemer)
Scapula, coracoid ve clavicle. Clavicle kemikleri alt uçlarıyla birleşerek furcula (lades) kemiğini oluşturur.
Scapula ve coracoidlerin birleştiği yerde glenoid çukuru oluşur. Buraya humerus bağlanır.
Humerus, Radius-ulna, carpus, metacarpus, falanj
İSKELET
Arka ekstremiteler (pelvik kemer)
Kalça kemeri synsacruma bağlanmıştır.
İlium, ischium ve pubis kemikleri pelvik kemeri oluşturur. Mu kemiklerin birleştiği yerde acetabulum denilen bir çukur bulunur. Femur bu çukura eklemle yerleşmiştir
Femur, patella, tibiotarsus, fibula (tibiotarsusa parallel), Tarsometatarsus, falanjlar
KAS
SİNDİRİM
DOLAŞIM
nKalpleri 2 kulakçık ve 2 karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Bir çift aort yayından yalnız sağ aort yayı mevcuttur. Alyuvarları oval şekilde bikonveks ve çekirdeklidir.
SOLUNUM
•Solunum akciğerlerle olur. Kaburgalara bağlanmış olan akciğerlerin, iç organlar arsında ve kemikler içerisinde yer alan ince çeperli hava keseleriyle bağlantısı vardır. Trake ve bronşların bağlandığı yere yakın bir bölgede çok gelişmiş olan syrinx (ses çıkarma kutusu) bulunur.
•Vücut sıcaklığı çevre koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermez (Homoiothermus), bazı anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeniyle sabit kalması sağlanır. Bunlarda vücut için gerekli olan sıcaklık vücut tarafından üretilir (Endoterm).
BOŞALTIM
•Boşaltım sistemleri metanefroz tiptedir. Boşaltım kanalları (üreter) kloaka açılır, sidik keseleri yoktur, boşaltım maddesi yarı katı haldedir.
SİNİR SİSTEMLERİ
•Beyin sinirleri 12 çifttir.
ÜREME ORGANLARI VE ÜREME
§Ayrı eşeylidirler. Erkeklerde bulunan bir çift testis birer sperma kanalı (vas deferens) ile kloaka açılır.
§Dişilerde yalnız sol yumurtalık (ovaryum) ve sol yumurta kanalı (ovidukt) gelişmiş, sağdakiler körelmiştir. Kopulasyon organı ördek ve kaz gibiler dışında bulunmaz.
§Yedek besin maddesi bakımından çok zengin ve segmentasyonu meroblastik olan yumurta üzeri kalker yapısındaki kalın bir kabukla örtülüdür.
§İç döllenme görülür.
§Tümü ovipardır ve yumurtanın gelişmesi için kuluçkaya yatarlar.
§Amnion, korion ve allantois gibi embriyonik zarlar embriyonik gelişim sırasında yumurtanın içerisinde oluşurlar.
§Megapodes dışındakilerin tümünde yavru bakımı görülür.
Figure 34.26 A bald eagle in flight
•1. Subclassis (Alt sınıf): Archaeornithes (Fosil kuşlar)
•"Sürüngen benzeri kuşlar" olarak da bilinirler. Çenelerinde gerçek dişler, kanatlarında da kıvrık tırnaklar taşıyan 3 adet parmak bulunur. Kuyrukları yaklaşık 20 omur taşır. Üst Jura döneminde yaşamış olan fosil kuşlardır.
•
•2. Subclassis (Alt sınıf): Neornithes (Günümüz kuşları)
•Bazı fosil türleri ve günümüzde yaşayan kuşları içerir. Günümüzde yaşayan kuş türlerinde, gagada diş bulunmaz. Kuyruk omurları sayıca azalmış ve en fazla 13 tanedir. Göğüs kemiği (sternum), kanat kaslarının bağlanabilmesi için gelişmiştir.
Figure 34.27 Archaeopteryx, a Jurassic bird-reptile
Figure 34.27x Archaeopteryx
Figure 34.28a Cretaceous theropod dinosaurs with putative feathers from Chinese sediments: Sinoauaropteryx
Figure 34.28b Cretaceous theropod dinosaurs with putative feathers from Chinese sediments: Caudipteryx
Figure 34.29 A small sample of birds: Blue-footed boobies (top left), male peacock (top right), penguins (bottom left), perching bird (bottom right)
Figure 34.29x Penguin march
SÜRÜNGENLER
SÜRÜNGENLER(REPTILIA)
• Sürüngenler (Reptilia), amfibilerle kuşlar arasında yer alan bir omurgalı grubudur. Kara hayatına uyum sağlamışlardır. Derileri kuru ve derilerinde salgı bezi yok denecek kadar azdır. Derilerinin üzeri keratin tabakası ile örtülüdür. Keratin tabaka vücudun değişik yerlerinde pul ve plaklar halinde yapılar oluşturur. Bu tabaka zaman zaman atılarak yenilenir.
•Sürüngenlerin bir kısmı 4 bacaklı, bir kısmı da bacaksızdır. Bacaklı olanlarda bile vücut yere değecek kadar alçaktır. Sürüngenlerin büyük bir kısmı karada, bazıları da suda yaşarlar. Ancak suda yaşayanlar da akciğerleri ile solunum yaparlar.
• Sürüngenlerde genellikle çiftleşme organı bulunur. (Tuatara hariç) Bu nedenle de döllenme içte gerçekleşir. Çoğu yumurta bırakır. Yumurtalar dayanıklı elastiki kabuklu yahut kuş yumurtası gibi kolayca kırılabılir tiptedir. Bazı sürüngen türleri canli doğurur, (ancak memelilerde olduğu gibi yavru anasına bir bağ ile bağlı değildir) gelişmelerinde de bir larva devresi bulunmaz. Yumurtadan çıkan yavrular minyatür erginlere benzerler.
• Sürüngenler genellikle diğer hayvanları avlayarak beslenirlerse de, bazı kara kaplumbağaları ile bazı kertenkele türlerinin esas besinlerini bitkisel maddeler teşkil eder.
SÜRÜNGEN LİSTESİ
Yılanlar Kertenkeleler Kaplumbağalar Timsahlar
1. Ağsı piton 1. Oluklu Kertenkele 1. Bataklık Kaplumbağası 1. Alligator
2. Hint pitonu 2. Diken Kuyruk İguana 2. Kara Kaplumbağası 2. Nil Timsahı
3. Kaliforniya 3.Yeşil İguana 3. Tatlı Su Kaplumbağası
Süt Yılanı
4. Kırmızı 4. Savan Varanı
Kuyruklu Boa
5. Bakırbaşlı 5. Timor Varanı
Mokasin
6. Gökkuşağı Boa
7. Boynuzlu Çöl Yılanı
Sürüngenlerin genel özellikleri
•Vücut, epidermisten oluşmuş keratinleşmiş pullardan meydana gelen bir ekzoiskelet (dış iskelet) ile kaplıdır. Bazen buna ek olarak dermal kökenli kemik plaklarda bulunabilir. Derideki salgı bezleri çok azdır.
•İki çift üyeleri vardır. Genellikle her bir üyede 5 parmak ve parmak uçlarında da keratin yapısında tırnaklar bulunur. Üyeler koşmaya, tırmanmaya , sürünmeye uyum göstermişlerdir. Deniz kaplumbağalarında kürek şeklini almıştır. Bazı kertenkelelerde üyeler dejenerasyona uğramış, bazı yılan ve kertenkelelerde ise tümüyle körelmiştir.
•İskeletleri çok iyi bir şekilde kemikleşmiştir. Kaburga ve sternum (göğüs kemiği) iç organların iyi bir şekilde korunmasına yarayan bir göğüs kafesi oluştururlar.
•Kalpleri, 3 gözlü kalple 4 gözlü kalp arasında bir yapı gösterir. Bunların kalbi 2 kulakçık vwe kısmen ortadan ikiye bölünmüş bir karıncık içerir. Timsahlarda karıncık tam anlamıyla ortadan ikiye bölünmüştür. Alyuvarları çekirdekli ve oval yapıdadır. Yalnız bir çift aort yayları vardır.
•Solunumları daima akciğerlerle yapılır. Sucul kaplumbağalarda kloak vasıtasıyla da solunum yapılabilir.
•Vücut sıcaklığı çevreye bağlı olarak değişiklik gösterir (Poikilothermus). Bunlarda kuş ve memelilerde olduğu gibi sıcaklık kaybını önleyecek kıl ve tüy şeklindeki oluşumlar yoktur. Gerekli olan sıcaklığı çevreden alırlar (Ektoterm).
•Beyinlerinden 12 çift sinir çıkar.
•Ayrı eşeylidirler. Kopulasyon organları mevcuttur ve döllenme daima iç döllenme şeklindedir. Yumurtaları büyüktür ve bir derimsi veya kalker kabuk içerisindedirler. Genellikle ovipardırlar. Bazı yılan ve kertenkelelerde ovovivipar ve vivipar şekilde üreme görülür. Segmentasyon meroblastik şekildedir.
İNSANLAR VE SÜRÜNGENLER
Türkiye'de yaşayan sürüngen (kaplumbağa, kertenkele, yılan) türlerinin çok büyük bir kısmı zehirsizdir. Yılan türlerinden iki tür; Malpolon monspessulanus (Çukurbaşlı Yılan) ve Telescopus fallax Kedigözlü Yılan) bir çift olan büyük zehir dişlerinin üst çenenin gerisinde olması nedeni ile ince vücut kısımlarını (parmak v.s.) ısırmadığı sürece zararsızdır. Bu türler daha çok fare v.s. küçük memeli hayvanları zehirleyip, tüketerek ziraata ve çevre sağlığına katkıda bulunurlar. Diğer sürüngen türleri de tarım zararlısı bir çok böcek, sivrisinek larvası ve küçük memeli (Tarla Faresi, Sıçan v.s.) türlerini besin olarak tüketerek suretiyle, biyolojik mücadelede önemli bir yere sahiptirler.
Sazlık-bataklık çevrelerinin kimyasal kirlenmesi sonucu sucul kaplumbağa topluluklarının azalması ile orantılı olarak, aynı ortamda yaşayan çeşitli zararlı böcek ve larvaların sayısı artmaktadır ki, bunları yok etmek için oldukça pahalıya mal olan önlemlerin alınması gerekmektedir. Yine aynı şekilde kertenkele ve yılan türlerinin, tanınmamaktan kaynaklanan korku neticesinde bilinçsiz bir şekilde yok edilmesi, önceden de bahsedildiği gibi bir çok hastalık taşıyan sıçan ile tarım zararlısı fare ve böcek türlerinin ortamda sayıca artmalarına yol açmakta ve bunlarla mücadelenin gereği, ekonomik kaybın hiç de küçümsenemeyecek düzeyde olduğu bilinmektedir.
Unutulmaması gereken bir konu da sürüngen türleri, insanlar ile ortak besin kaynaklarını paylaşmamakta ve özellikle kertenkele ve yılanlar kendisine zarar verilmediği veya ürkütülmediği zamanlarda insanlara hiçbir zararı dokunmamaktadır. Özellikle kırsal kesimde yaşayan kişilerin nadiren de olsa karşılaşabileceği varsayılan Koca Engereğin (Vipera lebetina) zehir dişlerinin üst çenenin ön kısmında olması ve bu yüzden kolay ısırabilmesi nedeni ile insanlar dahil, küçük ve büyük baş memeli hayvanlar için tehlikeli olabilir.
12 Şubat 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder